7 Ekim tarihinden beri yoğun bir şekilde saldırı altında kalan Gazze de büyük bir soykırım izliyoruz. Hastane, okul, cami, kilise ve sivil insanların yaşadı her alan bombalanmaktadır. Son olarak içinde sivillerin tedavi gördüğü hastane bombalanmıştı. Görüntüler insan olmayı başarabilenlerde büyük bir derin üzüntüye sebep olmuştu. Vicdanlı insanlar içlerindeki acı ve öfkeyi protesto ederek göstermekte. Kimi bağış yaparak kimi sosyal medyadan destek çağrısında bulunarak kimi de televizyonlarda gerçekleri duyurmaya çalışmakta. #FreePalestine hashtagleri artık daha da fazla gündemimiz de yer almalıdır. Nehirden denize Özgür Filistin.

İnsanlık ve Devletler Uykuda

Dünya bu zulüm karşısında çaresizce izliyor. Özellikle de Müslüman devletler din kardeşlerine sahip çıkamıyor. Burada vicdan sahibi elinden çok fazla bir şey gelemeyen ama boykot ve protestosunu gösteren dili ile gerçeği haykıran, kalbi ile buğz eden samimi Müslüman halklarını tenzih ediyorum. Ama elinde imkan olup bir şey yapma cesaretinde bulunamayan yöneticiler bu akan kandan sizde sorumlusunuz. Dünya’nın her yerinde insan kalabilmeyi başarmış vicdanlı ve adaleti savunan farklı millet ve ırklara mensup toplumları da bu mücadele de verdikleri destekten dolayı kutluyorum. Hollanda bir televizyonda Hollandalı bir aktörün insanlığa ders veren duygu dolu konuşmasını da dinlemenizi tavsiye ederim. Her bölgede ve her ülkede hala vicdanlı insanların olması umdun bitmediğini de göstermektedir.

Kassam Tugaylarının lideri İzzettin El Kassam kim?

Hamas’ın başlattığı operasyon da ön planda olan Kassam tugaylarının ismini duymayan kalmadı. Bazen de tam adı olarak İzzettin Kassam Tugayları olarak geçen direniş örgütüne ismini veren İzzettin Kassam kimdir? Kendisinin tam adı Muhammed İzzeddin bin Abdülkadir bin Mustafâ el-Kassam 1882 yılında Suriye’de Lazkiye bölgesinde doğmuştur. Kendisi bir Osmanlı vatandaşıdır. Babası kadiri tarikatının müridlerinden ve şeriat mahkemesinin hakimlerindendi. Müderrislik ve hocalık yapmış İtalya’nın Libya’ya saldırması nedeniyle siyasete girmiştir. 250 kadar gönüllü mücahit ile İskenderun’a gitmiş. Burada örgütlenmeler yapmış olsa da Libya’ya gidememiştir. I.Dünya Savaş’ının çıkmasıyla Suriye’de Fransızlara karşı mücadele etmiş daha sonra 1921 yılında Filistin’e geçmiş Hayfa’da İngilizlere karşı bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Arap isyanı olmasına rağmen Osmanlı’ya bağlı kalan az sayıdaki Araplardan biridir. 20 Kasım 1935 tarihinde Nablus ile Cenin yakınlarında İngilizlerin örgütün karargahına yaptığı baskında Şehit düşmüş ve Hayfa yakınlarındaki Beled es Şeyh’te defnedilmiştir.

Osmanlı’nın asırlarca hükmettiği yerde zulüm, kan ve gözyaşı var. Allah’ın vaat ettiği zafer yakındır. Hiçbir zalimlik sonsuza kadar sürmeyecektir.

Yahudi soykırımını destekleyen paylaşımlar yapanları Unutma!