Yerel seçimlere yaklaşırken o zaman bizlerde kısa kısa belediyecilik anlayışlarına değinelim ilk olarak “Nedir sosyal demokrat belediyecilik?” diye başlamak istedim evet nedir sizce bence diye ekleyeyim.

“Toplumun tüm yoksul ve ezilen kesimleri başta olmak üzere; emeğiyle geçinenlerin, işsizlerin, köylülerin, esnafın, kadınların, çocukların, gençlerin, engellilerin, sorun, ihtiyaç ve taleplerine öncelik veren, kentin sosyal yaşamının düzenlenmesinde insanı merkeze koyan, katılımcı, demokratik, emeğe ve sosyal adalete saygılı olmayı kılavuz edinen, barış içinde, dostça, kardeşçe birlikte yaşamayı, dayanışma ve sevgiyi öncelikleri olarak gören, hizmetlerde eşitliği ilke edinen, her düşünce ve eyleminde, halkın çıkarlarını titizlikle gözeten bir anlayıştır.” yerel yönetimler, demokrasinin uygulamadaki birinci yeri ve demokrasinin beşiği olarak düşünülmelidir.

Halka en yakın ve halkın en kolay ulaşabileceği birim olan, kamu yönetiminin seçilmiş yerel örgütlenmesi belediyeler; toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarının ilk elden aktarılacağı ve çözümlerinin sosyal adalet ilkesi çerçevesinde çözüme kavuşturulacağı kurumlar olmalıdır. Bu bakış açısıyla yönetilen belediyeler gelişmiş tolumun öncüsü olur. Aksi halde bugün toplumun genelinin algıladığı şekliyle var olan belediyecilik; her kentin kendi ölçeğinde belediye yönetimi çevresinde oluşmuş küçük bir oligarşik yapının topluma -veremediklerini gizlemek amacıyla- aşıladığı yetinme duygusunun üretim merkezi olmaktan öteye gidemez.

Sonuç olarak siyasi anlamda demokrasinin, idari anlamda toplumun tamamını kapsayan, refah düzeyi yüksek, kaliteli yaşam standartlarının tüm dinamikleriyle hayata geçmesi için sosyal demokrat belediyecilik bir tercih değil günümüzün gerekliliğidir.