Hümeyra KARADAĞ

Hümeyra KARADAĞ

Eski bayramlarımız yok artık

Eski bayramlarımız yok artık

Çocukluğumda, bizim evde Ramazan Bayramı günler öncesinden başlardı. Temizlik telaşı, alış veriş, yemek telaşı… Annem sayesinde yaşadığımız bayramın bitmeyen tatlı telaşlarıydı bunlar. Annem günler öncesinden aldığı çikolatayı evde ne kadar saklanmayacak yer varsa oraya saklar, ben ise elimle koymuş gibi bulurdum. Bu saklayışlar, arayıp - bulmalar annemle aramızda bir oyun haline gelmişti. Bir gün öncesinden hazırlanan, hala tadı damağımızdaki yemeklerin en güzeli sanki bizim evde pişerdi. Bayram sabahı, annemin “Hadi kalkın babanız camiden gelecek.” seslenişiyle uyanmaz, ne zaman babamın tıkırtısı kulağımıza çalınsa o,bizi yataktan fırlatırdı. Senelerce devam eden bayram rutinlerimizdi bu bizim. Ve hala bayram sabahları, babamın özlediğim sesiyle olmayınca bayram bir başka oluyor Annem ve babam büyük sırasına girdiği için bayramın ilk günü evden çıkamazdık, ikinci günü bizler bayram ziyaretleri için dolaşırdık. Şimdi o gittiğimiz büyüklerin hiçbirisi hayatta değil. Yaşam değişiyor, gidenlerin yerine yenisi geliyor ama değişen tek şey, zaman geçtikçe eski bayramlarımız yok artık. Ve eski bayramlarımızın olmayışı da normalleşti. Ya o süre değerlendirilip tatile gidiliyor -ki eskiden buna üzülsem de şimdi alıştım, gençleri anlayışla karşılıyorum. Ya telefon ederek bir bayram kutlaması ile sınırlandırılıyor ya da samimiyete göre herkese atılan klasik bir mesaj “Bayramınız mübarek olsun.” diye başlayıp uzayıp giden mesajlar. Tabii bunların yanında hala eski bayramları yaşatanlar da var. Onlar için değil söylediklerim. Arife günü yani Ramazanın son günü ikindi namazından sonra atılan toplarla birlikte Ramazanın bittiğini anlarız. Bitiş ve başlangıcın habercisidir top sesleri. Bayram, sabah kılınan namaz ile başlar, sonrasında bütün ailenin toplandığı güzel bir kahvaltı sofrası, el öpmeler, ziyaretler, gidip gelmeler ve akşam yemeği ile gün biterdi. Eğer akşam yemeği vaktine denk gelen misafir var ise kesinlikle bırakılmazdı. Mutlaka sofraya gelen kişi sayısı kadar tabak eklenirdi. Şimdi sizlere bayramın öneminden bahsedeceğim ama eski bayramlara göre okuyun lütfen. Ramazan Bayramı ya da şeker bayramı; sevgi, birlik, barış ve paylaşmanın öne çıktığı özel bir zamandır. Yardımlaşma ve dayanışmanın arttığı bir dönemdir. Küskünlüklerin ve kırgınlıkların unutulduğu, barışın sağlandığı günler toplamıdır. Ramazan Bayramı sadece bir dini bayram değil, aynı zamanda manevi bir arınmanın da sonucudur. Bir ay boyunca yapılan ibadetlerin ve orucun ardından gelen bu bayram, Müslümanların sevincini ve mutluluğunu paylaşmaları için bir fırsattır. Bayramların en güzel yanı, kuşkusuz ki sevdiklerinizle birlikte olmaktır. Büyüklerin ellerinden öpmek, küçüklere sevgiyle sarılmak, bayramlaşmanın samimiyeti ve sıcaklığı ile kalpleri ısıtır. Bir araya gelerek sohbet etmek, bayram sofralarının tadına varmak, bu özel günlerin unutulmaz anılarını oluşturur. Bu bayram da birlik ve beraberlik içinde olmanın mutluluğunu yaşayalım. Sevdiklerimizle güzel vakit geçirelim, yardımlaşma ve dayanışma duygularımızı çoğaltalım. Ramazan Bayramına, Şeker Bayramı denmesinin pek çok sebebi var ama bana göre en anlamlısı çocukları şeker tadında sevindirmek. En güzel dileklerimle bayramınız kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hümeyra KARADAĞ Arşivi