“Her illetin tedavisi, sebeplerin zıddı ile olur...”

Mevsim değişikliği ile beraber bilindik hastalıklar da bizleri yalnız bırakmıyor. Yüksek ateş, halsizlik, öksürük gibi belirtilerle başlayan grip, en sık görülen hastalıkların başında geliyor.

Pandemi birçok kişi tarafından geçmişte kalan bir anı gibi görünse de koronavirüs, virüsün son mutasyona uğramış türleri nedeniyle artan yeni vakalarla yayılmaya devam ediyor. Yani ‘’Long Covid ‘’ devam ediyor. Daha önce bu köşede Long Covid ile ilgili bir yazıya yer vermiştik.

https://bbnhaber.com.tr/yazarlar/yilmaz-tasci/long-covid-2542

Uzmanlar Corona virüsün ve yeni varyantların en çok benzerlik gösterdiği hastalık türü olarak gribi gösteriyorlar. Virüs kaynaklı bu iki hastalığın gösterdiği semptomlar birbirine çok benziyor. Her iki hastalıkta da ateş, yorgunluk, kuru öksürük sık görülüyor.

Bu yazımızda insanlık tarihinde bizi yalnız bırakmayan özellikle kış aylarında istemesek te misafirimiz olan grip ve soğuk algınlığına ve uzmanlardan sıkça duyduğumuz önerilere yer vereceğiz.

Astımı varsa grip için hemen önlem alın

Grip salgınları en çok sonbahar ve kış aylarında görülmektedir. Özellikle küçük çocukları, yaşlıları ve kronik hastalığı olan kişileri etkilemektedir. Eğer astım ya da başka bir kronik bir hastalığınız varsa grip olmamak için en başta aşılanma gibi gerekli önlemler alınmalıdır. Risk grubunda olmasanız da doktorunuza danışarak grip aşısının yapılması yıl içinde grip olma riskini azaltacaktır.

Risk grubunda olanlar

• Astım, diyabet, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, nörolojik ya da nöromuskuler hastalıkları olan çocuklar ve bu çocuklar ile aynı evde yaşayan diğer kişiler

• Uzun süreli aspirin tedavisi alan çocuklar ve adolesanlar (koma, karaciğer hasarı ve ölüme neden olan Reye Sendromu gelişebilme riski nedeni ile)

• Kanser hastaları, organ ve kemik iliği nakli yapılanlar ve bu kişiler ile aynı evde yaşayanlar

• Hasta bakımı ile ilgilenen sağlık çalışanları

• Hamile kadınlar (Hamileliğin ilk 3 ayından sonra grip aşısı yapılabilir)

• Emziren anneler (Bebeğini emziren bir annenin grip aşısı olmasında bir sakınca yoktur)

6 aydan küçük çocukların bulunduğu evlerde yaşayanlar ve özellikle bu çocukların bakımları ile ilgilenen kişiler

Grip tehlikeli bir hastalık

Grip enfeksiyonu, hiç bir sağlık sorunu olmayan kişilerin bile günlerce hatta haftalarca okula, işe gidememesine neden olmaktadır. Ateş, baş ağrısı, yorgunluk, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrısı gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Grip enfeksiyonu; bakteriyel pnömoni, kas iltihabı, kalp kasının ya da kalp etrafındaki zarın iltihabı, menenjit ve çocuğun vücudunun susuz kalması var olan kronik hastalığın kötüleşmesine sebep olabilmektedir.

Afiyet gizli bir saltanattır. Bir anlık gam ve ihtiyarlık bir senedir.

Hz. Davud (a.s)

Vakit kaybetmeden doktora başvurun!

Eğer grip semptomlarını takiben durumunuz ağırlaşıyor; ateş, titreme, göğüs ağrısı, terleme, yeşil ya da kanlı balgam, dudaklarda ya da tırnaklarda morarma oluyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir.

Bazı hastalarda nefes alma esnasında göğüste batma şeklide ağrı olabilmektedir.

Bazı durumlarda ise; karın ağrısı zatürrenin tek bulgusu olabilir.

Zatürre tanısında, hastanın muayenesine ek olarak akciğer grafisi çekilmesi ve balgam testi yapılması gerekebilmektedir.

Grip sezonu başlamadan aşı olunmalı

Grip salgınının zamanı, şiddeti ve sezonun uzunluğu bir yıldan diğerine değişebilmektedir.

Grip virüsleri, her yıl değişebildiği için o yıl salgın yapması muhtemel grip etkenleri belirlendikten sonra aşılar hazırlanmaktadır.

Bu nedenle aşının, grip sezonu başlamadan önce mümkün olduğunca erken yapılması uygun olacaktır.

Aşı dışında yapılması gerekenler

“Geçen yıl grip aşısı olmuştum; ama yine de hastalıktan kurtulamadık” gibi düşünceler her yıl bu mevsimde sıkça olmaktadır.

Unutmayın ki;gelişen grip benzeri üst solunum yolu enfeksiyonlarının %80’i influenza değildir ve diğer virüsler ya da bakteriler tarafından oluşmaktadır. Aşının ise bu enfeksiyonlar üzerine etkisi yoktur.

Aşı olmanın yanı sıra gribe yakalanmayı önlemek için bazı önlemler de alınmalıdır. Hasta kişilerden uzak durmak, sık sık el yıkama, grip enfeksiyonu kapılmışsa mikrobun yayılmasını önlemek için evde istirahat etmek,okula gitmemek, bol sıvı alınmasına ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmek alınabilecek diğer önlemlerdir.

Doğru ilaç kullanılmalı

Grip enfeksiyonuna yol açan “influenza” bir virüs olduğu için antibiyotiklerden etkilenmemektedir. Bu tür virüslere etkili olan bazı ilaçlar vardır. Hastalık bulguları ortaya çıktığı anda bu ilaçların kullanılması, hem hastalığın daha hafif geçirilmesine yardımcı olur hem de zatürre gibi tehlikeli komplikasyonları azaltabilmektedir.

Soğuk algınlığından korunmak için

Havaların her geçen gün soğumasıyla birlikte soğuk algınlığından şikâyet eden kişilerin sayısı da artıyor.

Boğazda kuruluk, yanma ve hapşırma ile başlayan soğuk algınlığı, çeşitli virüslerin etken olduğu bir üst solunum yollan enfeksiyonu. Soğuk algınlığından korunmak için özellikle beslenme ve uyku düzenine dikkat edilmesi gerekir.

Özellikle mevsim geçişi dönemlerinde sayıca artan, grip/soğuk algınlığı nedeniyle yüksek ateş vakaları artmaktadır.

Soğuk algınlığı tedavisinde dikkat edilecek en önemli husus, kendi kendine zarar vermemektir.

Birçok kişi, gerek olmadığı halde bir sürü ilaç kullanır ve bunların farklı yan etkileri vardır.

İnsan vücudu hastalıklarla savaş halinde iken fazla miktarda enerji sarf eder.

Bu nedenle, iyileşmede istirahat önemlidir.

Burundaki tıkanıklığı gideren veya hafifleten ilaçlar, soğuk algınlığı belirtilerinin geçici olarak iyileşmesine neden olabilirler.

Ancak bunların hastalıktan korunma veya hastalığın iyileşmesinde bir yararları bulunmaz.

Aynı zamanda gelişigüzel kullanılan ilaçlar; sersemlik, baş dönmesi uykusuzluk ve midede rahatsızlık da yapabilir.

Günde 8 bardak sıvı içilmesi hastanın solunum yollarının kurumasını önler.

Bu sıvı; meyve suyu, çorba ya da ıhlamur ve adaçayı gibi bitkilerden yapılmış içeceklerle de alınabilir.

Hastalar; kahve, çay ve kola gibi kafein içeren içecekler tüketmemelidir.

Sigara içmemeli hatta sigara içilen ortamlardan da uzak durmalıdır.

Sağlık gibi dost, hastalık gibi düşman yoktur…

Kışa karşı bağışıklık sistemimizle direnmeyi de ihmal etmeden en iyisi onunla barışık bir hayatı da yaşamayı öğrenmek olsa gerek. Kadim bir sözle yazımızı noktalayalım.

Ebud Derda:

-Ey Allah’ın resulü!

-Afiyette olup Allah’a şükretmemi,

Hasta olup sabretmeme tercih ederim der.

-Resulullah da:

-Allah da senin gibi afiyeti sever der.