Ömer KULEKAYA

Ömer KULEKAYA

Hz. İsa'nın mezarına ne oldu

Hz. İsa'nın mezarına ne oldu

İnsanlık tarihinin belki de en tartışmalı, tarihsel olarak en gizemli olayı İsa Mesih’in bedenine ne olduğudur. 2000 yıldır tartışılan bu olay, bugüne kadar aydınlatılamadı. Bugün Hıristiyanların neredeyse tamamı Hz. İsa’nın mezarının Kudüs’te olduğuna inanıyor. İddiaya göre Mesih çarmıha gerildikten sonra Kutsal Kabir Kilisesi’ndeki lahdin içine defnediliyor. Ancak 2016 yılında Lahit açıldığında içerisinde insana ait kemik parçaları ya da eşya bulunmadı. Bu nedenle Kutsal Kabir Kilisesi’nde bulunan lahdin Hz. İsa’nın mezarı olup olmadığı bilinmiyor.

Hıristiyanlığın başlangıcından beri İsa Mesih’in diriliş hikayesi bu dinin en temel öğretisi oldu. Mesih’in gerçekten dirildiğine dair kanıt sunmak isteyenler, Pavlus gibi görgü tanıklarının açıklamalarına daima atıfta bulundu. Peki tarihçiler bundan ne çıkarıyor? Bazı tarihçiler Mesih’in cesedinin havarileri tarafından mezarından çalındığını iddia ediyor. Öte yandan İsa’nın hiçbir zaman çarmıha gerilmediğini iddia eden bir teori de bulunmakta. Başka bir teoriye göre bu hikayenin halüsinojenik mantarlar yendikten sonra ortaya çıktığı yönünde. Hatta İsa Mesih’in hiç var olmadığını iddia edenler dahi bulunuyor.

Kudüs'teki Kutsal Kabir Kilisesi'nde Hz. İsa'nın mezarının yer aldığına inanılıyor.

Hristiyanlık inancına göre Hz. İsa çarmıha gerildikten sonra burada defnedildi.

Kutsal Kabir Kilisesi'nde Hz. İsa'nın defnedildiği düşünülen yerin üzerindeki mermer yapı 500 yılın ardından Ekim 2016'da açılmıştı.

O dönemde kilise ve mezar restorasyonunda görev yapan Fredrik Hiebert, Hz. İsa'nın mezarını açtıktan sonra ne gördüklerini anlattı.

Hz. İsa'nın mezarı olarak kabul edilen yapı yüzyıllar boyunca yangın, deprem ve savaşlar sebebiyle sürekli zarar gördü.

Hz. İsa'nın mezarını restorasyon için açma önerisi ilk kez 1959 yılında gündeme getirildi.

Fakat Kutsal Kabir Kilisesi ve Hz. İsa'nın mezarında yapılacak en ufak değişiklik için Hristiyanlık dininin tüm mezheplerinin temsilcilerinin onayı gerekiyordu.

Bu kural Osmanlı İmparatorluğu padişahlarından 3. Osman tarafından 1757 yılında getirilmişti.

3. Osman'ın Kutsal Kabir Kilisesi ile ilgili emri bugün bile geçerliliğini koruyor.

Hz. İsa'nın mezarının açılacağı gün Katolik Kilisesi'nden Fransisken rahipleri, Yunan Ortodoks ve Ermeni Apostolik Kilisesi'nden temsilciler de hazır bulundu.

Hz. İsa'nın mezarı olduğu düşünülen mermer lahit açıldı.

Moloz parçaları ile dolu lahitin içerisinden insan yapımı eşya ya da iskelet çıkmadı.

Fakat lahitin tabanında 12. yüzyılda Haçlılar tarafından yapıldığı düşünülen gri renkte bir mermerden Haç işareti bulunuyordu.

Bu sebeple Kutsal Kabir Kilisesi'nin Hz. İsa'nın mezarı olup olmadığına dair kesin bir kanıt bulunmuyor.

3. Osman'ın emri doğrultusunda, Hristiyanlık dininin tüm temsilcilerinden oluşan komitenin tamamının onayı gerektiği için Kutsal Kabir Kilisesi'nde bir mumun dahi değiştirilmesi uzun bir prosedüre tabi tutuluyor.

Kutsal Kabir Kilisesi'nin ana girişinde 240 yıldan bu yana kullanılmayan 1728 yılından önce Lübnan sedir ağacından yapılan merdiven için bile komite hala ortak bir karara varabilmiş değil.

Merdiven 1997 yılında bir Proteston tarafından Hristiyanlık alemindeki anlaşmazlığa dikkat çekmek için iki defa geçici olarak kaldırılmıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ömer KULEKAYA Arşivi
SON YAZILAR